ÜKG tarafından da çok ama çok sevilen, fantastik alemin en öküz karakteri için bu hafta sonu kolları sıvadık. Dün başlayan turumuz yarınbuluyor. Ama sizleri çok güzel yazılarla uğurluyoruz. Ancak biliyoruz ki biz ne dersek diyelim siz zaten ya kitabı aldınız ya da alacaksınız. İşte biz buna ÖKÜZ ETKİSİ diyoruz! Aylardır her taraf yı-kı-lı-yooo!
Lux serisinin ilk kitabı Obsidiyen'i hatırlamak (ki hiç unuttuğunuzu düşünmüyorum) için yorumuma
BURADAN bakabilirsiniz. Okuyucu testi de var üstelik!
Diğer ÜKG üyelerini de ziyaret edin, ama beni okuduktan sonra :P
20 Nisan Yorumbazz:
Konuk Yorum + Selam Dünyalı 20 Nisan: Kitap Esintisi:
Obsidiyen'in Kopardığı Fırınalar21 Nisan: Romancekolik:
Bonus Bölüm + Yorum22 Nisan: Sevgili Kitap:
Kitap Yorumu + Anket22 Nisan: Kitap Hayvanı'nın Günlüğü:
Seri hakkınaSöyleşi & Jennifer
Öncelikle sevgili yazarımız Jennifer'ın yoğun programından zaman ayırıp bizim için cevapladığı bir kaç soruyu ve geçmişine dair bir kaç şeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Sonrasında ise Oniks yorumumu bulabilirsiniz. Not olarak da belirtmek istiyorum, Jennifer okuyucuları ile çok ilgili bir yazar.
Twitter'da ve
Facebook da bunu görebilirsiniz.
Jennifer West Virginia'da yaşıyor. Yazmadığı zamanlarda okumayı, gerçekten kötü zombi filmlerini izlemeyi ve kocasıyla takılmayı seviyor.
Yazar olma hayalleri çoğunlukla kısa hikâyeler yazdığı cebir dersinde başlamış. Jennifer genç yetişkin, bilim kurgu ve fantastik türü kitapların yanında, J. Lynn takma adını kullanarak yetişkin romanları da yazıyor.
Kendisi Supernatural ve Walking Dead hastası. Üstelik süper güç olarak görünmezliği tercih ediyor.Üç kelime ile kendisini şöyle tanımlıyor; eğlenceli, alaycı, konuşkan.
Yazarın kendinisin bir makine olduğunu da belirtmek istiyorum. Normal insanlar uyur, gezinir, çalışır... Ama bu kadın durmak bilmeksizin yazıyor... yazıyor... yazıyor... Şikâyetçi değiliz tabii. Ama hayranlık ve şok arasında gidip geliyorum. :D
Sorular
1: Wait For You'yu 20 günde yazdığını okumuştum. Yazma düzenini merak ediyordum. Bize günlük ya da genel yazma düzeninden bahseder misin?
Jen: Hedefim her gün yazmak. Her gün için belirli bir düzenim yok, ama oturup yazabildiğim kadar kelime yazmaya çalışıyorum. Sık sık izin almıyorum. Hatta tatillerde bile yazıyorum.
2) Oniks'i yazarken karşılaştığın zorluklar oldu mu?
Jen: Hayır, Oniks yazması gerçekten eğlenceli bir kitaptı çünkü Daemon, Katy ve Luxen hakkında yazmaya bayılıyorum.
3) Bu kötü çocuk imajı nereden geliyor, birinden esinlendin mi?
Jen: Hareketlerini, karakterlerini çekici bulduğum kişileri yazmaya eğilimliyim. Sanırım bu da Daemon gibi kötü çocuklardan hoşlandığım anlamına geliyor. (Bence burada az buçuk kesin yanıt vermekten kaçınmış :D)
4) Lux'u ilk yazdığında beklentilerin nelerdi?
Jen: Obsidian'ı yazmaya beklentilerle başlamadım. Katy'nin hikâyesinin bir kitaptan fazla olacağını biliyordum, çünkü Luxen'lerle ilgili keşfedilmesi gereken bir çok şey vardı. Kitabın bir serinin parçası olacağından başka, birilerinin onu okuyacağından bile emin değildim.
5) Bize kendin hakkında kimsenin bilmediği bir şey söyler misin? Bu bizim küçük sırrımız olacak?
Jen: Pek heyecan verici bir cevap değil ama Hot dog'uma (sosisli sandviç) bir şey eklemem. Onları sade, ketçap ya da hardalsız yerim.
![]()
Daemon’la aramızda bir uzaylı bağı olmasının muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Gerçi bu bağa rağmen ona direnmeye kararlıyım. Ama bunu yapmak hiç de kolay değil çünkü Daemon (kahretsin!) gittikçe gözüme daha da taş gibi görünüyor. Üstelik bu sefer Arumlardan çok daha büyük bir problemimiz var. Savunma Dairesi kasabada.
Eğer Daemon’ın yapabildiklerini keşfeder ve benim de onunla
bağım olduğunu anlarlarsa ikimizi de mahvedecekler. Bu arada okula yeni biri geldi ve herkesten gizlediği bir sırrı var. Bana neler olduğunu biliyor, yardım da edebilir ama bunun için (sanki mümkünmüş gibi) Daemon’a yalan söylemeli ve ondan uzak durmalıyım. Kimi kandırıyorum ben?!
Kimse sonsuza kadar yalan söyleyemez.
Yorum
Beklenen ÖKÜZ Kitab-ı Sevda'da!
Şu an kitabı okumuş vaziyette, içim rahat gevşek gevşek ÜKG etkinliği için yorumumu yazıyorum. Ama öncesinde o kadar meraklıydım ki. DEX kitabın baskıya gittiğini duyurduğundan beri, ağzımda salyalarla gelse de okusak diye odamdaki halıyı erittim. Üstüne üstlük bu merak sadece benle de sınırlı değildi. İlk kitabı okuyan herkes ikinci kitabı bekliyordu.
Katy ve Daemon'un ilişkisi inişli çıkışlı, çalkantılı, bazen hüzünlü, çoğunlukla komik... Bir an çocuk gibi davranırken, sonraki an hiç de çocuksu olmayan bir tutku ile öpüşüp koklaşıyorlar. Masum bir tarafı da var ilişkilerinin. Belki de bu yüzden bu kadar çok seviliyorlar; eğer Daemon'un yakışıklı oluşunu bir kenara bırakırsak...
Obsidiyen'den ötürü kitaba 1-0 önde başlıyoruz, bu yüzden ilk kitabı okumadıysanız ve seriye başlamayı düşünüyorsanız KIŞ- KIŞ! İlk kitaba dair konuşacağım!
İlk kitabın sonunda Daemon Katy'i iyileştirmiş ve hayatını kurtarmıştı.Arumlar ölmüş, bizimkiler garip bir bağ elde etmişlerdi. Bu olaydan çok uzun süre sonrasına atlamıyoruz. Gene bir kalem, gene Daemon ve gene bir dürtüş söz konusu.
Bu sefer kitapta bir aşk üçgeni bile var: Kim bu Blake? İyi mi kötü mü? Hangi taraf haklı? Savunma Dairesi ise azmış vaziyette. Üstelik her geçen saniye daha çok bildiklerini, tahminlerin çok üzerinde tehlike oluşturduklarını görüyoruz.
Daemon bu kitapta biraz Öküzlüğünü kaybediyor. Daha insanı ve aşık değerler kazanıyor. Artık hiçbir şey eskisi gibi değil, ölüm, tutsaklık ve gizem kol kola onların hayatlarını altüst etmeye sözleşmiş vaziyette.
Değişmeyen şeyler de var tabii, Katy'nin her daim ki seni istemiyorum tavrı devam ediyor, üstelik ne ona dur diye biliyor ne de ondan vaz geçebiliyor. Hayat çok zor.
Bir blogger olarak her zamanki gibi bu seri de hoşuma giden şey, Katy'nin de bizden biri oluşu. Okuyor ve yorumluyor. Hatta size ufak bir sürpriz, Katy'nin çektiği bir video'da Daemon baş rol oynuyor. O anları gözümde canlandırdım ve çok güldüm. Bende istiyorum, eğer Daemon'umu bulursan yeminimi bozup vlog yapiciğim:P
Kitapta genel olarak 5 konu vardı,
a. Daemon ve Katy'nin ilişkilerinde yön bulması
b. Katy'nin yeni elde ettiği istenmeyen güçlerini kontrol etme çabası
c. Yeni çocuk Blake'in hangi tarafta olduğunu öğrenmek.
d. Dawson ve Bethany'nin akıbeti...
e. Savunma Dairesi
Bunlar genel başlıklar, altta birçok konu yatıyor. Sürekli bir aksiyon var ve sürekli tetiktesiniz. Kitabın sonunda çok duygulu anlara tanık olup azıcık burun çekip, bir iki damla dökebilirsiniz. Ben dökmedim ama. (yalanın kuyruklusu :D)
DEX'in Daemon kalemleri yapıp bize göndermesi lazım. Anı olarak.
Bir eksik bir fazla gene heyecanla okuduğum, Blake'in gerçek kimliğini öğrenmek için can attığım, Daemon'un olmadığı sahnelerde biraz yas tuttuğum, bir şeyler tutkunun, öfkenin etkisiyle patladığında zevkten dört köşe olduğum bir kitaptı. Her güzel şey gibi çabuk bitti. Opal'ı okusam mı diye düşünüyorum. Lanet olsun.
Bu arada Daemoncular, DEX ufak ama çok manidar bir süpriz yapmış ve kitap içinde geçen çok önemli bir sahnenin Daemon'un gözünden olan versiyonunu kitabın sonuna eklemiş. Daemon'un gözünden okuyoruz. DAEMON'un gözünden!
Onu ne atabilirsiniz ne de satabilirsiniz, sinsice içinize işler, sizi esiri eder. Hem çok tatlı hem de çok...öküz.
Veda
Vlog demişken...
Derin bir nefes alarak vlog'umu hazırlamaya başladım. "Selam, ben Katy'nin Çılgın Saplantısı'ndan Katy. Bu kadar uzun süre ortalardan yok olduğum için özür dilerim. Okul ve..." -gözlerim bir anlığına Daemon'a kaydı-"başka işler yüzünden oldu ama her neyse, bir misafirim var. Bu..."
"Daemon Black," diye cevap verdi Daemon, benim yerime, "Geceleri gözüne uyku girmeden hakkında fantaziler kurduğu erkek benim."
263
Kitap bittikten sonra ülkedeki tüm kızların hali:
Bu turdan benden bu kadar, umarım eğlenmişsinizdir. Kitaptaki en sevdiğim alıntılardan biriydi yukarıda paylaştığım. Sanırım hâlâ kitabın etkisindeyim. Bu arada turumuz ve blogum hakkındaki görüşlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim! Hafta sonunuzun geri kalanının tadi çıkarın. :D
a Rafflecopter giveawayKatkılarından dolayı DEX'e teşekkür ederiz. Mmm, 3. kitap ne zamana? :P